top of page
en-iyi-belgeseller-750x430.jpg
Catalog

En iyi belgeseller listesi - Mutlaka izlenmesi gereken en iyi 100 belgesel önerisi

Belgesel, kurmaca olmayan ve tamamen gerçek olayların beyaz perdeye aktarıldığı bir sinema türüdür. ''Documentary'' adıyla da bilinen belgesellerde uzman görüşlerinden ve kanıt niteliği taşıyan belgelerden faydalanılır. Mutlaka izlenmesi gereken en iyi 10 belgesel hangisi? Sizin için derledik.

PARANIN TARİHİ PARA NASIL İCAT EDİLDİ (Belgesel BG)
43:39

PARANIN TARİHİ PARA NASIL İCAT EDİLDİ (Belgesel BG)

PARANIN TARİHİ PARA NASIL İCAT EDİLDİ (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Para, mal ve hizmetlerin değiş-tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanı. Para sözcüğü ile genellikle madenî para ve banknotlar kastedilmekle birlikte; ekonomide, vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da parayı meydana getiren unsurlardan sayılır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları ise para benzeri olarak değerlendirilir. Para değer denkliğinin bir göstergesi olarak değer ölçütü, değişim ve saklama aracı olarak kullanılır. Bu gösterge maddi ya da nominal değerde karşılıklar bulabilir. Maddî nitelikte paraya örnek olarak madeni para, banka teminat belgeleri ya da banknot, çek ya da senetler örnek verilebilir. Nominal nitelikte paraya ise banka hesabındaki para ya da kredi onayı örnek verilebilir. Para gündelik yaşamda takas aracı olarak kullanılır. Doğrudan doğruya takas yapan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamasının yanında diğer takaslar için geçerli olması, parayı diğer takas araçlarından ayıran önemli bir özelliktir. Günümüzde kullanılan borca dayalı para sistemi ile işleyen ekonomilerde sanıldığının aksine parayı devletler üretmez. Bu sistemde para, borç demektir. Para bankalar tarafından müşterilerin borçlanmasıyla üretilir. Mevcut paraların tamamına yakını itibari para olduğu için nakit paranın altın ya da döviz rezervleriyle değişimi olanaksızdır. Günümüzde kullanılan nakit para miktarı, her devlette para basmaya yetkili özel bir banka olan merkez bankası tarafından kontrol edilmekte ve ticari bankalar aracılığı ile piyasaya sürülmektedir. Ticari bankalar Merkez bankalarından alınan paraların karşılığından fazla elektronik ortamda para yaratarak müşterilerine verebilirler. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
MISIR ANTİK DÜNYANIN EN GÖRKEMLİ UYGARLIĞI TARİH (Belgesel BG)
02:20:17

MISIR ANTİK DÜNYANIN EN GÖRKEMLİ UYGARLIĞI TARİH (Belgesel BG)

MISIR ANTİK DÜNYANIN EN GÖRKEMLİ UYGARLIĞI TARİH (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Antik Mısır (veya Eski Mısır), Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" (Nil Deltası ve güneyi, şimdiki Kuzey Mısır) ve "Yukarı Mısır" (Teb kenti merkez olmak üzere günümüz Güney Mısır'ı) olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 [1] dolaylarında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü. Antik Mısır tarihinde, arada Orta Krallık olarak adlandırılan görece istikrarsız dönemlerin yaşandığı bir dizi istikrarlı krallık dönemi yer almaktadır. Antik Mısır, Yeni Krallık döneminde en gelişkin düzeyine ulaştı. Ardından, ağır seyreden bir gerileme dönemine girdi. Mısır, son dönemlerine doğru dış güçler karşısında art arda yenilgilere uğradı ve MÖ 31 yılında, erken Roma İmparatorluğu tarafından istila edilerek firavunların egemenliğine son verildi, Roma'nın bir eyaleti haline getirildi. Antik Mısır uygarlığının başarısı, kısmen Nil Vadisi'nin koşullarına uyum sağlamakta gösterdiği beceriden gelmektedir. Taşkınların öngörülmesi ve verimli vadinin kontrollü sulanması, toplumsal ve kültürel gelişmeyi besleyen ürün fazlasının üretilmesini sağlamıştır. Ürün fazlasının kullanılmasıyla siyasi otorite, Nil vadisi ve civarındaki çöl arazisindeki madenleri işletmek, özgün bir yazı sistemini erken evrelerde geliştirmek, karmaşık inşaat ve tarım projelerini hayata geçirmek, dış dünya ile ticareti geliştirmek ve yabancı istilacıları uzak tutmaya ve Mısır üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelik bir askeri yapılanışı sağlamak için gerekli kaynakları sağlamıştır. Bu yöndeki faaliyetleri harekete geçiren ve planlayıp örgütleyen, seçkin yazmanlardan oluşan bir bürokrasi, dini liderler, bir firavunun denetimi altındaki yöneticiler topluluğuydu. Bu unsurlar, aynı hedeflere yönlendirildi ve bölgede yerleşik insanları, ayrıntılı düzenlenmiş bir dini inançlar sistemi çerçevesinde bir araya getirdi. Antik Mısır'ın birçok başarısı, bu uygarlık içinde ortaya çıkan çeşitli gelişmelere, uygulamalara dayanmaktadır. Taş ocaklarının işletilmesi, anıtsal piramit ve tapınakların, dikilitaşların yapımına olanak sağlayan ölçümleme ve inşaat teknikleri, taşkın sonrası kaybolan arazi sınırlarının tespitinde harita ve kadastro bilgisi, pratik ve etkili bir tıp bilgisi, sulama ve tarım teknikleri, bilinen ilk geminin yapımı[6], Mısır fayans ve cam tekniği, yeni yazın biçimleri ve bilinen en eski barış antlaşması gibi. Sonuçta Mısır, kalıcı bir miras bıraktı, sanat ve mimarisi yaygın olarak örnek alındı ve eski yapıtları dünyanın uzak köşelerine kadar taşındı. Anıtsal kalıntıları, yüzyıllar boyunca gezginlerin ve yazarların ilham kaynağı oldu. Erken Modern Dönem'deki kazılar, Mısır Uygarlığı'nın yapıtlarına karşı ilgi uyanmasına, giderek bu yönde bilimsel araştırmalara yol açtığı gibi dünya ve Mısır için bıraktığı kültürel mirasa karşı daha büyük bir takdir oluştu. Antik Mısır; Augustus Caesar'in liderliğindeki Roma İmparatorluğu tarafından MÖ 30 yılında ele geçirilmiştir. MS 7. yüzyılda Araplar burada egemen olmuş; 1250 yılında Memlükler; 1517 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. 1882 yılında da Mısır; Birleşik Krallık'ın kolonisi olmuştur. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
AVRUPA GERÇEK TAHT SAVAŞLARI 1. BÖLÜM TARİH (Belgesel BG)
01:22:04

AVRUPA GERÇEK TAHT SAVAŞLARI 1. BÖLÜM TARİH (Belgesel BG)

AVRUPA GERÇEK TAHT SAVAŞLARI 1. BÖLÜM TARİH (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Yüz Yıl Savaşı (Yüz Yıl Savaşları da denir), İngiltere Kralı III. Edward'ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337'de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453'te sona eren savaşlar dizisidir. Genel olarak 1337'de başlayıp 1453'te bittiği kabul edilen Yüz Yıl Savaşları, görünürde feodalite ve hanedan savaşıydı. Feodal nitelikteydi, çünkü İngiltere Kralı aynı zamanda Akitanya dükü olduğundan, Akitanya'daki uyrukları dükle bir sorunları olduğunda onun süzerenine, yani Fransa Kralına başvurabiliyorlardı. Hanedan çatışmalarının temelinde ise, Fransız baronlarının, Fransa Kralı IV. Charles'ın ölümünden sonra yerine İngiltere Kralı III. Edward'ı değil, VI. Philippe'i seçmeleri yatıyordu. Toprakları Fransa'nın olan ama ekonomisinin temeli İngiliz yününe dayanan Arquitani ve Flandr'daki olaylar, 1294'ten itibaren iki ülke arasındaki gerginliği sonunda iyice arttırdı. İngiltere Kralı ilan edilen III. Edward, annesi Isabelle de France'ı sürgüne gönderdi ve annesinin sevgilisi Mortimer'ı idam ettirdi (1330). Fransa Kralı IV. Philippe'in anne tarafından dedesi olması gerçeğine dayanarak Fransa tahtı üzerinde hak iddia etti; böylece Yüz Yıl Savaşları patlak verdi. lk saldırıyı başlatan İngiliz orduları Crécy'de Fransızları yendi (1346) ve Calais'yi ele geçirdi. Poitiers'de bir zafer daha kazanan (1356) İngilizler, Fransa Kralı II. Jean'ı esir aldılar. Çaresiz kalan Fransızlar 1360'taki Brétigny Antlaşması'yla çok büyük toprak kaybetti. V. Charles döneminde, Krallık Orduları Komutanı Bertrand du Guesclin'in önerisiyle benimsedikleri yeni stratejiye göre, İngilizlerle çarpışmaktan kaçınarak ve sırayla kuşatma harekatı yürüterek, kaybettikleri toprakların hemen hepsini 1374'ten önce geri aldılar. Prensle arasındaki mücadeleyi fırsat bilen İngiltere Kralı V. Henry yeniden Fransa üzerine yürüdü ve Agincourt Muharebesi'ni (1415) kazanarak Normandiya'yı aldı. Fransa Kralı VI. Charles'ın imzalamak zorunda kaldığı Troyes Antlaşması'na (1420) göre, Fransa tahtının varisi İngiltere Kralı V. Henry'nin oğlu VI. Henry olacaktı. Lorraine'li genç bir kızın, Jeanne d'Arc'ın inancı ve coşkusuyla yeni bir güç kazanan Fransız Orduları Orléans'ı kurtardılar ve Reims'de veliaht VII. Charles'a taç giydirdiler. Jeanne d'Arc'ın İngilizler tarafından diri diri yakılmasından (1431) sonra Fransa Kralı, İngiltere'nin müttefiki Bourgogne ile Arras Antlaşması'nı (1435) imzaladı, Orduda reform yaptı ve güçlü bir topçu sınıfı kurdu. Bu sayede Fransızlar sırasıyla Paris'i (1436), Normandiya'yı (1450) ve Arquitania'yı (1453) geri aldılar. Böylece, herhangi bir anlaşma imzalanmadan savaş fiilen sona erdi. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
KEOPS PİRAMİDİNİN SIRLARINI ÇÖZMEK TARİH (Belgesel BG)
01:32:34

KEOPS PİRAMİDİNİN SIRLARINI ÇÖZMEK TARİH (Belgesel BG)

KEOPS PİRAMİDİNİN SIRLARINI ÇÖZMEK TARİH (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Keops Piramidi, Khufu Piramidi ya da Büyük Piramit; günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire'nin bir parçası olan Gize'yi çevreleyen antik “Gize mezar kenti”nde bulunan üç anıtsal piramitten en eski ve en büyük olanıdır. MÖ 2551-2560 yılları civarında yapıldığı sanılan bu anıtsal kompleks, Dünyanın yedi harikasından biri olup, bu yedi harika içinde günümüze kadar ulaşan tek eserdir, varlığını günümüze dek hemen hemen tam olarak sürdürebilmiş olanıdır. Bu piramidin Mısır firavunu Khufu adına bir anıtsal mezar olarak inşa edildiğine inanılır ve yapımının yaklaşık yirmi yıl sürdüğü sanılmaktadır. 20. yüzyıl başlarına dek, yani 3800 yıl boyunca hacmi ve kütlesi bakımından Dünya’daki en büyük yapay (insan yapımı) yapı olarak kabul edilmiş [1] ve yükseklik rekoru 4000 yıl boyunca kırılamamıştır. [not 1] Büyük Piramidin orijinal halinde dış kısmı taş levhalarla kaplıydı. Günümüzde bu kaplama tabakası mevcut değildir. Büyük Piramit ve yapımı ya da inşa tekniği hakkında günümüzde çok çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. İnşa tekniği hakkındaki varsayımlardan birine göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu. Rampa çamur kaplanıyor, sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Bir başka varsayıma göre taş bloklar dev manivelalarla kaldırılıyordu. Büyük Piramidin içinde üç oda saptanabilmiştir. Bunlardan yapının en altındaki oda, muhtemelen bitirilmemiş haldeki, piramidin üzerine inşa edildiği temel kayasının oyulmasıyla oluşturulmuş odadır. Sonradan “kral odası” ve “kraliçe odası” adları yakıştırılan [2] odalar ise piramidal yapının üst kısmında yer alırlar. Büyük piramit aslında, iki tapınaktan, bu iki tapınağı birbirlerine bağlayan bir yoldan, piramit çevresindeki mastaba adı verilen çeşitli küçük mezarlardan ve piramitlerden oluşan bir yapılar kompleksinin bir parçasıdır. Mısır’ın Eski İmparatorluk döneminden kaldığı sanılan bu taş eser, doğa koşullarının yıpratıcı etkilerine binlerce yıl karşı koyabilmiş olup, gizemleri bir bir ortaya çıkarılmakla birlikte, henüz tam olarak anlaşılamamış dev bir eser olarak varlığını sürdürmektedir. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
VEBA SALGINI İNSANLIK TARİHİNE ETKİLERİ TARİH (Belgesel BG)
42:50

VEBA SALGINI İNSANLIK TARİHİNE ETKİLERİ TARİH (Belgesel BG)

VEBA SALGINI İNSANLIK TARİHİNE ETKİLERİ TARİH (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir. Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı "Kara Ölüm"dür. Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık 1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken 70.000'e düşmesine neden olmuştur.) Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir. Bubonik Septisemik Pnömonik Gastro-intestinal Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar. Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Hastalık, mikrop kapıldıktan 2-8 gün içerisinde kendini gösterir. Hastada aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür. Dili de kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı kişilere koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Bugün için önemi olmayan ve eski devirlerde de olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir. 'Hıyarcıklı veba' ('bubonik veba') veba hastalığının en yaygın biçimidir. Hastalığa Yersinia pestis adı verilen enterobakteri neden olur. Bakteri vücuda girdikten sonra 3 ila 8 gün içinde etkisini gösterir. Belirtileri, yüksek ateş, üşüme duygusu, başağrısı, ishal ve bubo adı verilen, lenf bezi şişmeleridir. Deri altında ve iç organlarda kanama başladığı zaman da, akan kanın birikmesi sonucu ciltte siyah lekeler oluşur. Geçmişte belirli dönemlerde bu hastalığın büyük salgınları yaşanmıştır. 14. yüzyılda kara ölüm olarak kayıtlara geçen salgının, hıyarcıklı veba olduğu sanılmaktadır. Hıyarcıklı Veba Bir pire insanı ısırdığında ve yarayı açılmış kanla kirlettiğinde, veba taşıyan bakteriler dokuya geçer. Y. pestis hücrelerin içinde üreyebilir, bu nedenle fagositozlanmış olsalar bile, hala hayatta kalabilirler. Vücutta bir kez girdiklerinde, bakteriler interstisyel sıvıyı boşaltan lenfatik sisteme girebilir. Veba bakterileri,biri beta-adrenerjik blokaja neden olduğu bilinen birkaç toksin salgılar.[6] Y. pestis, enfekte olmuş insanın lenfatik damarlarından, lenf noduna ulaşana kadar akut lenfadenite neden olur.[7] Şişmiş lenf nodları, hastalıkla ilişkili karakteristik buboları (hıyarcıklar) oluşturur[8] ve bu buboların otopsileri, bunların çoğunlukla hemorajik veya nekrotik olduğunu ortaya koymuştur.[9] Eğer enf nodu patlatılmışsa, enfeksiyon kan dolaşımına geçerek sekonder septisemik vebaya neden olabilir ve akciğerlere geçerek sekonder pnömonik vebaya neden olabilir. Pnömonik Veba Pnömonik veba formu, akciğerlerin enfeksiyonundan kaynaklanır. Öksürme ve hapşırmaya neden olur ve böylece bakteriyel hücreler içeren ve bunları teneffüs eden herkesi enfekte etmesi muhtemel havadaki damlacıklar üretir. Pnömonik veba için kuluçka süresi kısa, genellikle iki ila dört gün, ancak bazen sadece birkaç saattir. İlk belirtiler diğer bazı solunum yolu hastalıklarından ayırt edilemez; baş ağrısı, halsizlik ve kan tükürme veya kusmayı içerir. Hastalığın seyri hızlıdır; teşhis edilmez ve yeterince erken tedavi edilmezse, tipik olarak birkaç saat içinde ölüm bir ila altı gün içinde takip edilebilir; tedavi edilmemiş vakalarda mortalite yaklaşık %100'dü. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
ROMA ORDULARI VE İMPARATORLUĞU SAVAŞ TAKTİKLERİ (Belgesel BG)
47:48

ROMA ORDULARI VE İMPARATORLUĞU SAVAŞ TAKTİKLERİ (Belgesel BG)

ROMA ORDULARI VE İMPARATORLUĞU SAVAŞ TAKTİKLERİ (Belgesel BG) Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK Roma ordusu (Latince: Latince: exercitus Romanus) Romalılar tarafından Roma Krallığı (MÖ 500'e kadar) ile Roma Cumhuriyeti (500–31 BC) ve Roma İmparatorluğu'nu (MÖ 31 - 395) içeren Antik Roma dönemi ile Ortaçağ devamı Doğu Roma İmparatorluğu'nun silahlı kara kuvvetidir. Bu nedenle, Roma silahlı kuvvetleri, devam eden geleneklerin çekirdeğini korurken kompozisyon, organizasyon, teçhizat ve taktikte sayısız müdahaleye maruz kalmasına rağmen yaklaşık 2.206 yıl (M.Ö. 753 M.Ö. 1453) sürmüştür. Roma Lejyonu (Latince Legio, legionis "askere alma", "seçmek" anlamına gelen "legere" fiilinden) Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu boyunca tüm Roma ordusunu ya da daha dar anlamda ağır piyadeleri kasteden temel askeri birlik. İkinci anlamı birkaç Kohorttan oluşan ve legionaries olarak bilinen ağır piyadelere vurgu yapar. Roma lejyonunun ana unsurunu ağır piyadeler oluştururken, piyadelere neredeyse her zaman bir ya da daha fazla sayıda, Roma yurttaşı olmayan kişilerden oluşturulan süvariler, düzenli birlikler ve avcılardan kurulu destek birlikleri olan Auxilialar eşlik ederdi. Tipik bir lejyonun mevcudu Roma tarihi boyunca farklılıklar gösterse de cumhuriyet döneminde ortalama 4,200 lejyoner ve 300 süvari iken,(Lejyonlar her birinde 120 lejyoner bulunan 30 Maniple'ye bölünmüştü ), erken ve orta imparatorluk döneminde yaklaşık 5200 lejyonerden ve ilave olarak bir Auxilia birliğinden müteşekkildi (9 tanesinde 480, 1. kohortta 800 lejyoner bulunan toplam 10 kohorta bölünmüştü). İmparatorluğun son döneminde ise 1000-2000 asker civarında bir güç olarak görevlerini ifa ediyorlardı. Roma lejyonları MÖ 107 yılındaki Marius Reformları’na kadar sabit kuvvetler olarak değil ihtiyaç duyulduğunda oluşturulup daha sonra dağıtılan birlikler şeklinde görev yapmaktaydılar. Bu sebeple Roma tarihi boyunca birkaç yüz lejyon oluşturulduğu tahmin edilmektedir, ancak bunlardan sadece 50'si tanımlanabilmiştir. İmparatorluğun erken dönemlerinde ise, 25-35 sabit lejyon ve bunların Auxilia birlikleri bulunmakta ve ihtiyaç duyulduğunda yeni lejyonlar oluşturulmaktaydı. Lejyonlar, Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu boyunca göstermiş oldukları olağanüstü başarıdan ötürü, antik dönem boyunca uzun süre askeri kabiliyet ve etkinliğin modeli olarak addedilmişlerdir. Bilincin Gölgesinde; sizin için seçtiğimiz en güzel belgeselleri kanalımızda yayınlıyoruz. Belgeseller toplumu bilgilendirmek ve aydın bir toplum yaratmak adına bir çabadır. Eğer belgeselleri beğeniyorsanız beğen butonuna basmayı ve kanala abone olmayı unutmayın! İzlenmeye Değer Belgeseller : https://bit.ly/3gMR5P5 Tarihi Belgeseller : https://bit.ly/2yR0gga Belgeseller Bilincin Gölgesi : https://bit.ly/3cuYIGI Bilincin Gölgesi Belgeselleri : https://bit.ly/3gNtRbM Dikkat Çekici Belgeseller BG : https://bit.ly/2XQxMM7 Çalışmalarımızı Beğeniyorsanız Abone Olmayı Unutmayın : https://goo.gl/SZpdQK
bottom of page